sstirit@msn.com
Seçimlere yirmi gün kala YSK oybirliğiyle T.C. Kimlik numaraları Nüfus cüzdanlarında yazılı olmayanların 'kesinlikle' oy kullanamayacakları kararını verdi.
Matbuatın bir kısmına göre on milyon, bir kısmına göreyse beş milyon kişinin nüfus cüzdanında kimlik numarası yazmıyormuş. Bunların kaçının seçmen olduğu ve net rakamın kaç olduğunu Türkiye'de gerçek 'araştırmacı-gazetecilik' olabilseydi, öğrenmiş olurduk.
Genelde çoğunluğun değil azınlığın içerisinde bulunan yazarınız da işlerini son güne bırakıp, bürokratik gerekleri ancak zorunlu olduğunda gerçekleştirdiğinden ve oy kullanmak istediğinden kaç zamandır uğraşıp duruyor, kimliğine numarasını işletebilmek için. (oy-moy kullanmayacağım bu nedenle kimlik değiştirmeme gerek yok diye düşünmeyin. Mesela Askerlik şubelerine işlem yapmak için gittiğinizde, işlerinizi yaptırmak şöyledursun içeri bile almıyorlar.. kimliğiniz olmadığından değil, üzerinde numarası yazmadığından.. Görünen o ki YSK'nın bu kararı içtihat oluşturup bütün kurumlar bu işi zorunlu hale getirecek)
Geçen hafta Perşembe günü muhtarlıktan kimlik değişim belgesi alınır. Daha önce herhangi bir evrak alındığında daha sormadan bedelini isteyen Muhtar bu kez sorulmasına rağmen asla ve kat'a ücret almadı. Bu eylemini anlamak için tekrar aday olduğunu hatırlatmamı okuyucuya saygısızlık saydığımdan bu işe girişmiyorum!
Perşembe saat 16:00 Mamak Nüfus Müdürlüğü.. Numaratöre basılır ve sizden önce 243 kişi var yazısı görülünce sesseizce çıkılır. Cumartesi günü zaplanan televizyonda YSK Başkanı görülür ve gayri ihtiyari kulak kabartılır. Nüfus müdürlüklerinin hafta sonu da çalışacağı bilgisi duyulunca Pazar günü sabahdan müdürlüğe gidilir, heyhat..
ve bugün (Salı) erken kalkan yol alırdan hareketle saat daha sekiz olmadan müdürlüğün önünde olunur. Bu dumura uğramak için yeterlidir. Zira sizden çok önce gelen yüzlerce ama yüzü gülmeyen insanları görünce doğal olarak anlarsınız durumu. kısmette bu da varmış. hastanede, postanede, bankada kısaca her yerde alıştığımız kalabalık sıra, curcuna işte burada da vardı..
Ülkem adına üzüleyim mi sevineyim mi karar veremedim. Koyunlara bile yapılmayan muamelenin çekildiği, gerçekte bunu hakeden halkın durumuna bakıp kederlensem mi yoksa farklı 'oyun'ları kendinden beklenmeyecek bir performansla çokça bozan 'oy'una sahip çıkmak adına zorunlu kılınan bu engeli aşmak için her türlü sıkıntıyı göze alıp demokrasi kuramına gözyaşartıcı katkısına bakıp gururlansam mı, bilemedim..
üçüncü kez gidip başarısız olunca ve haberlerde haftasonu dahil gece-gündüz çalışıp bu kimliklerin verileceği bilgisini duyunca merakla duvarlarda, camlarda, girişte 'duyuru' aradım durdum. bulanların arayanlar olduğu öğretildi bize.. tabii öncesinde her arayanın bulamadığı söylense de..
yazı bulamadık diye küsecek değiliz ya.. nasıl olsa yazıya itibar olunan bir ülkede yaşamıyoruz. bunu bilen idarecilikleri 'idare etmek'ten gelen adamlar da belli ki asmaya gerek duymamışlar.. bu böyle diye pes edecek değildim. hemen girişte sağlı-sollu camekanlı bölümde müracaat edebileceğim bir yer, adam aradım.. oradaki kalabalık içerisinde adam olmadığını muhatap olunca anlayacaktım. Her iki camekanda da "Müraacat Değildir" yazısı bir A4 kağıdının tamamını kaplamıştı. Gözümüze gözümüze sokulmak isteyen bu yazıya rağmen istersen soru sor.. Gariplik şu ki müraacatın olup-olmadığı varsa nedere olduğunu gösteren hiçbir işaret yoktu. Bütün cesaretimi toplayıp. "Müracaat Olmayan" yerdeki adama 'Buraya bunu yazmışsınız ama müracaatın neresi olduğunu yazmadığınız için yine size müracaat etmek zorundayım' deyiverdim. Suratının hali, tavrı ve benim tepkim anlatılası değil.. bu mahlukların orada oturma gerekçeleri ne, eğer yardımcı olmayacaklarsa falan diye sormayacağım.. onları oraya oturtan mahlukların orada bulunuşlarını neye borçlularsa bu zibidilerde gücünü aynı yerden alıyor..
Çaresiz binbir güçlükle bankonun arkasında görev yapan memurlardan birine kimlik yenileme işlemleri saat kaça kadar devam edecek diye sorduğumda gece 23-00'e kadar cevabı karşısında afalladım.. şaka yapıyor sandım ama adam ciddiydi.. yine de sordum. 'Bu kalabalıktan bunalmanın etkisiyle espri mi yapıyorsunuz' dedim adam sakin bir tavırla 'Hayır gece geç saatlere kadar çalışıyoruz' dedi.. bilgi teyit edilmişti.
Şimdi bu bilgi girişe, herkesin görebileceği bir yere asılsa o izdiham yaşanır mı? benim gibi onlarca kişi beklemek yerine geç saatlerde gitmeyi tercih etmez mi? Nüfus müdürüne bunları söyleyim, duyuru asmalarını sağlayım diye kapısının önüne kadar gittim. Sonra vazgeçtim.. bu basit durumu göremeyen, tedbirini alamayan nodullamayla, dürterek iş yapan adama ayıracak zamanım olamazdı.. kendimi ona gösterip, benimle konuşma şerefinden onu mahrum ettiğim için hiçte üzgün değilim, merak eden varsa bildireyim. "Hepinizin ...." deyip hızla ayrıldım oradan..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder